"ÇANAKKALE DEPREMLERİ ARAŞTIRILSIN!"

TAKİP ET

İnsanların kontrolü dışında gerçekleşen, can ve mal kaybına neden olan doğal afetler, genellikle kısa sürede büyük yıkımlara neden olmaktadır.

 

İnsanların kontrolü dışında gerçekleşen, can ve mal kaybına neden olan doğal afetler, genellikle kısa sürede büyük yıkımlara neden olmaktadır. Bu yıkımların büyük çoğunluğunda ya da tamamında insanların kontrolü ya da etkisi olmamakla birlikte; bunlardan korunma, gerek can gerekse mal kaybının en az düzeye indirilmesi konularında insanların etkin olduğu bilinmektedir. Depremler, bu doğal afetler içinde hem dünyada hem Türkiye'de sıklıkla karşılaşılan türlerinden biridir.

Ülkemizin tarihine bakıldığı zaman, depremlerle yaşanmış bir süreçten bahsedilebilir. Erzincan, Afyon, İzmit, Düzce, Van gibi ülkemizin dört bir yanında acı hatıralar bırakan çok sayıda deprem yaşanmıştır. Bütün bunlarla birlikte, yaşanması muhtemel büyük depremlere dair tahminler, konunun uzmanı bilim insanları tarafından sıklıkla dile getirilmekte, bunlara karşın yeterli önlemlerin alınmadığı da vurgulanmaktadır.

Son dönemde yaşanan depremlere ilişkin Çanakkale ilimiz önemli bir örnektir. Ayvacık ilçemizde etkisini daha çok hissettiren sarsıntıların sayısı, Ayvacık ilçesi Gülpınar köyü açıklarında 6 Şubat 2017 tarihinde meydana gelen 5.3 büyüklüğündeki depremden sonra bir hafta içerisinde 800'ü geçmiştir. 12 Şubat gününe kadar 1-2 arası şiddette 423, 2-3 arası şiddette 298, 3-4 arası şiddette 70, 4-5 arası şiddette 11 ve 5-6 arası şiddette 5 deprem meydana gelmiştir. Yaşanan bu kadar çok sayıdaki deprem, yurttaşlarımızda korku ve paniğe neden olmuştur.

Çanakkale'de yaşanan bu deprem fırtınasında can kaybı olmaması mutluluk nedeni olurken; başta Yukarıköy olmak üzere, Taşağıl, Bademlidere, Koyunevi, Kösedere, Tuzla, Gülpınar, Babakale, Paşaköy, Korubaşı ve diğer bazı köylerimizde ciddi hasarlar meydana gelmiştir. Depremden sonra konuyla ilgili kurum ve kuruluşlar, sivil toplum örgütleri, çevre belediyeler, Türkiye'nin dört bir yanından gönüllü yurttaşlarımız köylerimizdeki ihtiyaçların karşılanması için gerekli girişimlerde bulunmuşlardır. Böyle bir durumun sağlanması, deprem sonrası yaraların sarılması noktasında önemli bir unsurdur.