İSLAMOFOBİYE KARŞI EUROFOBİ

TAKİP ET

Uluslararası Antalya Üniversitesi tarafından Uluslararası Bilimsel Gelişim ve İşbirliği Enstitüsü ve Rusya Bilimler Akademisi Şarkiyat Enstitüsü işbirliği ile düzenlenen '3. Türk-Rus Entelektüeller Buluşması' 40 akademisyen ve siyasetçinin katılımıyla Antalya'da gerçekleştiriliyor. Paris'te mizah dergisi Charlie Hebdo'nun merkezine düzenlenen silahlı saldırının masaya yatırıldığı toplantıda Rus Analist Prof. Dr. Vitaly Naumkin Vyaçeslavoviç yükselen İslamofobinin yanı sıra Avrupa'nın da Eurofobi sorunuyla karşı karşıya olduğunu ifade etti. ODTÜ Uluslararası İlişkiler Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Hüseyin Bağcı ise Türkiye'nin sahiplendiği islami söylemin uluslararası arenada tehlike yaratacağının altını çizdi.

Uluslararası Antalya Üniversitesi tarafından Uluslararası Bilimsel Gelişim ve İşbirliği Enstitüsü ve Rusya Bilimler Akademisi Şarkiyat Enstitüsü işbirliği ile düzenlenen ‘3. Türk-Rus Entelektüeller Buluşması’ 40 akademisyen ve siyasetçinin katılımıyla Antalya’da gerçekleştiriliyor. Paris'te mizah dergisi Charlie Hebdo'nun merkezine düzenlenen silahlı saldırının masaya yatırıldığı toplantıda Rus Analist Prof. Dr. Vitaly Naumkin Vyaçeslavoviç yükselen İslamofobinin yanı sıra Avrupa’nın da Eurofobi sorunuyla karşı karşıya olduğunu ifade etti. ODTÜ Uluslararası İlişkiler Öğretim Görevlisi  Prof. Dr. Hüseyin Bağcı ise Türkiye’nin sahiplendiği islami söylemin uluslararası arenada tehlike yaratacağının altını çizdi.

Yoğun bir fikir alışverişi ve görüş bildirimi ile geçen etkinliğin açılış konuşmasında söz alan Rus Bilimler Akademisi'nin Doğu Etüdleri Enstitüsü Başkanı ve Moskova Devlet Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Vitaly Naumkin Vyaçeslavoviç, Fransa’da yaşanan olaydan dolayı derin bir üzüntü içinde olduklarını belirtirken öte yandan bu gibi terör olaylarının Orta Doğu’da neredeyse her gün yaşandığını; ancak Batı’nın oradaki olaylara aynı hassasiyetle yaklaşmadığını dile getirdi. Naumkin Vyaçeslavoviç, “Son yıllarda Rusya, özellikle Putin yönetimiyle birlikte uluslararası arenada kendini çok daha etkin ifade edebiliyor. Rusya da tıpkı Türkiye gibi polietnik bir toplum ve bu tarz kültürel ve etnik çatışmaların hedefi olabilecek konumda. Dinlerin ve kökenlerin barış içinde yaşadığı Rusya’da İslamofobinin yaşanmadığını söyleyebilirim. Buna rağmen Ukrayna’daki olaylar bize buradaki cihatçıların da maalesef radikal İslam örgütlerinden bir farkı olmadığını gösterdi. Batı’da da dinin önemli rol oynadığı toplumlar manipülasyona açık ve tehlike altında. Avrupa da bu anlamda kendi tarihini ve dinini manipüle ederek kendi nefret söylemini yaratmaya başladı diyebiliriz” dedi.

Dini Modernleştirmemiz Gerekli

Rusya’da yapılan araştırmayla Ortodoksların sadece yüzde 3’ünün gerekliliklerini yerine getirdiğinin ortaya konulduğunu söyleyen Prof. Dr. Vyaçeslavoviç, dini modernize etme ihtiyacının gittikçe arttığını belirtti. Naumkin Vyaçeslavoviç, “Rusya’da da ateizm eğilimleri artıyor. Dini modernize etmemiz gerektiği açık. Bu anlamda dini modernize etmek ve yeni nesillere ulaşmak büyük önem taşıyor. Aksi halde konumunu ve önemini gittikçe kaybedecek” 

Sağlık