7 Asırlık Kur’an-ı Kerim Depoda Yok Olmasın
7 Asırlık Kur’an-ı Kerim Depoda Yok Olmasın
Yayınlanma :
31.07.2015 12:00
Güncelleme :
31.07.2015 12:00


Sultan I. Murad Han’ın Kosova’da şehid düştükten sonra, Mısır (Memluk) Sultanı Berkuk, şehid sultanın Bursa’daki türbesinde okunmak üzere 30 cüz Kur’an-ı kerim vakfetti. Ayrıca bu Kur’an-ı kerime örtü olarak yine Berkuk tarafından hediye edilen, nadide işlemeli bir puşide (örtü) vardı. Hem tarihi, hem de sanat açısından eşsiz olan bu iki eser, yakın zamana kadar Bursa Ulucamii’nin içinde teşhir ediliyordu. Daha sonra Kültür Bakanlığı’na bağlı Yeşil Türk İslam Eserleri müzesinde sergilenmeye başlanan bu eserler, Müzeler Genel Müdürlüğü’nün geçen ay yayınladığı bir tamimle, Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı’na devri istendi. Bu karar mücibince Berkuk’un Murat Han türbesi için vakfettiği eşsiz güzellikteki Kur’an ı kerim İnebey El Yazma Eserler Kütüphanesine gönderilecek. Ancak bu düzenlemeden sonra Murad Hüdavendigar’ın türbesinde okunmak üzere vakfedildiğine ilişkin son sayfasında kayıt bulunan devasa Kur’an-ı Kerimi vatandaşların görme imkanı kalmayacak.
Prof. Dr. Mustafa Kara, Prof. Dr. M.Asım Yediyıldız, Prof. Dr. Osman Çetin’in de aralarında bulunduğu 9 akedemisyen ve aydın, bu kıymetli eserlerin tekrar Ulucami’de sergilenmesi için Bursa Valiliği’ne dilekçe verdi. Bu çok kıymetli iki eserin gerekli tadilat yapılarak ve tedbir alınarak tekrardan Ulucami’de teşhir edilmesi için müracaatta bulunduklarını ifade eden restorasyon uzmanı Safiyüddin Erhan, "Bu eserlerin tekrar Ulucami’de sergilenip bir çok yerli ve yabancı ziyaret erbabının görüşlerine sunulması taraftarıyız. Eserlerin müzelerde sergilenip umumun görmesi yerine depolarda ya da dolaplarda kapalı kalıp, gözlerden ırak tutulması kültürümüz için hiç de istifadeli olmayacaktır. Dolayısıyla sıhhatli olarak muhafaza edilmek şartıyla, eserlerin yerlerinde sergilenmesi ve umuma gösterilmesi bizim samimi arzumuzdur" diye konuştu.
Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Tasavvuf Tarihi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Kara ise, çok kıymetli eserlerin koruma adı altında izbe depolarda çürümeye mahkum edildiğini belirterek, "Cumhuriyet’in ilk elli yılında bu eserler nasıl atılıp satıldıysa, şimdi de başka bir anormallik yaşanıyor. O dünya çapındaki eserler çöplüklere, izbe depolara atılıyor. Mesele bunları buralardan kurtarmak ve uygun zeminlerde insanlara sunmak gerekir. Aslında ne yapacağımızı bilemiyoruz. Yani korumak istediğimiz zaman da nasıl koruyacağımızı bilemiyoruz. Sultan Berkuk’un hediye ettiği Mushaf çok kıymetli. Geliş yolu da çok enteresan, vakfiyesi var. Ancak değerlerimizi nerede nasıl koruyacağız ve bunu yeni yetişen insanlara nasıl aktaracağız? Henüz bu konuda bir politikamız yok. Zaten Memluk Sultanı Berkuk’un gönderdiği bu tarihi mushaftan çoğu insanın haberi bile yok" dedi.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: