Yerel gazetelerin ve gazetecilerin baskı altında tutulduğunu iddia eden Belediye Başkanı Ülgür
Gökhan’ın iş ve hizmet yerine komplo teorileri üretmeye devam ettiğine üzülerek tanık oluyoruz.
Çanakkale halkı kendisinden iş ve hizmet üretmesini beklerken başkanın, kalkıp beceriksizliğinin
üzerini 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü üzerinden ajite edici biçimde kapatmaya çalışması, bir nevi içinde bulunduğu siyasi psikolojiyi dışa vurmasıdır.
Şöyle ki; Kordon Boyunda zabıta baskınının yapılacağı gün esnaflarımızdan alacağı tepkileri hesaba katarak, gündemi değiştirme adına manipülasyona yönelmeyi tercih edip bir bakıma baskını basının gündeminden kaçırma kurnazlığı içine girmiştir.
Basın özgürlüğünden bahseden Başkan Ülgür Gökhan’ın Çanakkale yerel basınında görev yapan kendi muhalif gazetecilere karşı hangi baskıları yaptığını, abonelik sözleşmelerinin iptali da dahil icraatlarını eleştiren gazetecileri çalıştıkları basın kuruluşlarından uzaklaştırma şartıyla ne vaatlerde bulunduğunu hem bizler hem de Çanakkale yerel basınında görev yapan gazeteciler çok iyi bilmektedir.
CHP üyesi olup da hangi köşe yazarlarına baskı yaptığını sadece bizler değil Gökhan’ın mensubu CHP camiası da tanıktır. Genç gazetecilere Türkiye siyasi tarihine damgasını vurmuş, kalkınma seferberliği sonucu 3 demokrasi şehidi vermiş Demokrat Parti dönemini açıp okumalarını tavsiye eden Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, acaba Milli Şef İsmet İnönü döneminde Türk basınına karşı uygulanan baskılar ve gazete kapattırmaya varan kararların alındığı yıllardan niye söz etmiyor?
Türk Basın tarihi için ‘kara dönem’ olarak anılan 1939-1945 yılları arası Basın Kanununda yapılan ilave
değişikliklerle nasıl korku salındığını bizler kadar gazeteciler de çok iyi bilmektedir.
Ak Parti camiası olarak haberlerimizin yerel basında manşetlerde yer alması bizler kadar gazeteciler için de haber değeri olan paylaşımlardır. CHP’li Ülgür Gökhan bunlardan niye rahatsızlık duyuyor?
Bizler Ak Parti camiası olarak birlik-beraberlik içinde hareket ederek tam bir sorumlu siyaset kültürü ile hareket ederken sayın başkan kendi partisinde ve kendi kurumunda bunları başaramıyorsa, o da kendi sorunudur.
Silivri Cezaevi önünde nöbet tutan sayın başkana tavsiyemiz, boş vakitlerinde CHP’yi muhalif basınla ilgili hatıraları ve tarihi saptamaları okumasıdır. Türk Basın tarihinden öğrenmesi gereken o kadar çok belge ve bilgi var ki, sararmış sayfaları açıp bir zahmet okuyuversin.
Gazetecilerin sorumlu ve ilkeli gazetecilik yapmalarına imkan tanıyan, doğru bilgiye ulaşmalarına
kolaylık sağlayan, düşünce ve ifade hürriyeti önündeki engelleri kaldıran ve Türkiye’nin demokratik yapıya kavuşması için çaba harcayan Ak Parti, 15 yıl içersinde Türk Basınına birçok kazanımlar sağlamıştır.
İdeolojik siyasetle, ideolojik basın bekleyen sayın başkana sesleniyoruz; yerel basını yalan beyanlarla baskı altına almaya kalkışmayın.
Zaten söylediklerinize kimse inanmadı, bundan sonra gazetecilerin inanmalarını da beklemeyin sayın Gökhan..
Yorumlar
Kalan Karakter: