Özgür Basın Susturulamaz”
Dün ileri demokrasinin bir örneğini daha yaşadı Türkiye. Yürekli İki gazeteci daha Demir Parmaklıklar Ardına Gönderildi.
Halkın haber alma hakkının gereğini yapan iki yürekli gazeteci, demir parmaklıklar ardına gönderildi, yöneticilerimizin ileri demokrasi masalı anlattığı ülkemizde.
Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve gazetenin Ankara Temsilcisi Erdem Gül, sevk edildikleri İstanbul Nöbetçi 7. Sulh Ceza Hâkimliği tarafından tutuklandılar. Dündar ve Gül’ü tutuklama istemiyle mahkemeye sevk eden savcılık, “Silahlı terör örgütüne üye olmaksızın bilerek ve isteyerek yardım etmek”, “Devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal ve askeri casusluk maksadıyla temin etmek” ve “Devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken bilgileri casusluk maksadıyla açıklamak” suçlarının işlediğini iddia ediyor. Ne yaptı peki bu yürekli gazeteciler? Gerçekten silahlı terör örgütü üyeleri mi bunlar? Yoksa açıktan terör örgütleriyle iş tutan ve ülkemizi Ortadoğu’nun kör bataklığına saplamak için çaba sarf edenlerin tezgâhlarını, halkın gözleri önüne sermek adına işlerini yapan onurlu, ahlaklı, gazeteciler mi? Ebetteki içinizden sizlerinde söylediği gibi kamunun haber alma hakkının gereğini yapan namuslu gazeteciler. Üstelik bu gazeteciler öyle utanılacak bir iş de yapmamışlar, yatak odalarında para sayma makineleri, evlerindeki ayakkabı kutularında, makamlarındaki çikolata kutularında milyonlarca Dolar ve EURO ile de yakalanmamışlar. Gizli kapaklı bir işte çevirmemişler. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bir Cumhuriyet Savcısının verdiği arama yakalama kararını meslekleri icabı yerinde takip etmiş ve haberleştirmişler.
Peki, bu başarının karşılığı ne olmuş? Ödül yerine ileri Demokrasi uygulanan ülkemizde; MİT TIR’larıyla ilgili yayımladıkları haber ve görüntüler nedeniyle haklarında başlatılan soruşturma kapsamında savcılıkça ifadeleri alınarak nöbetçi mahkemeye sevk edilen Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve gazetenin Ankara Temsilcisi Erdem Gül tutuklanmışlar.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Can Dündar için geçtiğimiz mayıs ayında canlı yayında yaptığı açıklamada, "Bu casusluk faaliyetinin içine o gazete de girmiştir. Haberi yapan bedelini ağır ödeyecek, öyle bırakmam onu" ifadelerini kullanmıştı. Bir hukuk devletinde Cumhurbaşkanlığı makamında oturan kişi açıktan gazetecileri hedef alıyor ve maalesef bağımsız olması gereken mahkemelerimiz durumdan vazife çıkararak talimatın gereğini yerine getiriyor. Aslında sözün bittiği yerdeyiz. Türkiye’de Tuz kokmuştur.
Mahkemenin verdiği bu karar, halkın haber alma özgürlüğüne indirilen bir darbe niteliğindedir. Bekleriz ki Türk Mahkemeleri kararlarını açıklarken Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nı ve usulüne uygun olarak yürürlüğe giren uluslararası hukuk normlarını yok saymasınlar. Bu karar Türk demokrasi tarihine kara bir leke olarak geçecektir.
Bülent Öz' Özgür Basın Susturulamaz
Bülent Öz' Özgür Basın Susturulamaz
Yayınlanma :
27.11.2015 18:42
Güncelleme :
27.11.2015 18:42


Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: