Çanakkale 1915 Ruhu Derneği “ 28 Şubat post modern darbe ” olarak adlandırılan süreci kınadı. Cumhuriyet Meydanında basın açıklaması yapan Çanakkale 1915 Ruhu Derneği Başkanı Halit Kubilay Fırat, Şunları Söyledi.
Günümüzde ülkemiz üzerinde oynanan oyunların bir benzeri olan ve birçok insanımızın hayatında ağır izler bırakan kara bir günü 19 yıl önce bugün yaşadık. 28 Şubat 1997… O gün için olağan fakat demokrasiye atılan büyük bir yumruk olma açısından olağanüstü bir MGK toplantısının yapıldığı kara bir sayfa olarak tarihin tozlu raflarında yerini alan bir gündür.
Hiç kuşku yok ki TSK ülkemizin omurgasıdır, dik duruşumuzun simgesidir. Bağımsızlığımızın temel direği ve demokrasinin bekçisi olan ordu, ülkemizin sigortasıdır. Fakat geleneklerinde ordu-millet anlayışı olan milletimizin gözbebeği ordu bazı zamanlarda karanlık ellerin maşası olmuş, asli görevlerini unutarak yaptığı faaliyetlerle, korumakla görevli olduğu ülkemiz demokrasisini yok saymıştır.
Bu ülke, topraklarımıza göz diken dış güçlerin desteği ile askeri darbeler başta olmak üzere birçok karanlık dokunuşa maruz kalmıştır. Bu karanlık dokunuşların her biri muasır medeniyetler seviyesine çıkma yolunda onlarca yılımıza mal olmuş ve birçok genç kuşağımızı etkilemiştir. 19 yıl önce bugün 9 saat süren bir toplantı sonrasında ülkemiz yine eski karanlık günlerine dönmenin eşiğine gelmişti. Şekil itibariyle fiziki değil de post-modern olması darbenin etkisinden bir şey eksiltmemişti. Millete fikri anlamda vurulan bu darbenin hedefi ise daha öncekilerden farklıydı. Türlü bahanelerle 60’larda yönetime, 80’lerde ideolojilere dokunan karanlık ellerin bu seferki hedefi maneviyatımız, mukaddesatımız olmuştu.
Post-modern darbe ile dini kurumlar STK gibi görülerek seküler hale getirilmeye çalışılmış, mukaddesatımız tehdit olarak görülmüştü. Dönemin siyasi ortamı itibariyle milletin siyasi ve fikri tercihi yok sayılmış, darbelere karşı dik duruşunu koruyan birkaç figür dışında birçok siyasi pasifleştirilmişti. En acısı ülkeyi karanlığa götüren bu hareketlere karşı dik duruş bir yana destek veren liderler dahi bu ortamda kendilerini göstermişti. Kendilerinin çağdaş, modern olduğunu iddia eden kişilerin bu ortamda elde ettikleri fırsatı nasıl değerlendirdiği tarih sayfalarında yerini almıştır.
Milli ve manevi değerlere sahip, özgürce düşünebilen bir gençlik yetiştirme parolasıyla yola çıkan bir dernek olarak ülkemizin gerek düşünce özgürlüğüne gerekse mukaddesatına yönelik yapılan bu saldırıları unutmamakta, ibretle hatırlamaktayız. Ülkemize ortaçağ zihniyetini yaşatan bu tür darbelerin bir daha asla yaşanmamasını temenni ediyor, ülke gençliği olarak bunun için üzerimize düşen görev ve sorumlulukları sonuna kadar yerine getireceğimize sizlerin huzurunda bir kez daha söz veriyoruz.
Yorumlar
Kalan Karakter: