Fransa’daki Göçmen Meselesi Bursafotofest’te Konuşuldu
Fransa’daki Göçmen Meselesi Bursafotofest’te Konuşuldu
Yayınlanma :
27.10.2015 11:40
Güncelleme :
27.10.2015 11:40


Bu sene 5.’si yapılan ‘Bursa Uluslararası Fotoğraf Festivali’, Merinos AKKM’de devam ediyor. Büyükşehir Belediyesi, Bursa Kent Konseyi (BKK) ve Bursa Fotoğraf Sanatı Derneği (BUFSAD) işbirliğiyle düzenlenen festival, sanatçı söyleşileri, portfolyo değerlendirmeleri, seminerler ve panellerle sürüyor. Magnum Photos’dan dünyaca ünlü Fransız fotoğraf sanatçısı Patrick Zachmann, fotoğraf tutkunlarıyla bir araya geldi. Fransa’da göçmenlere yönelik yaptığı çalışmalarından bahseden Patrick Zachmann, sosyal grupların ve toplulukların karmaşık kimlik ve kültürlerini, senelerce içerisinde insanların kültürler arasında gidip gelen hayatlarını en özel fotoğraf kareleriyle anlattı.
1980’li dönemlerde Fransa’da göçmenlerin yaşadığı bölgelerde çalışmalar yapan, sosyal hayatları hakkında bilgiler sunan Zachmann, Malili mültecilerin yaşadığı kültür çatışmasını, adaptasyon sürecini, aile yaşantılarını, kendi kültürlerinden kopmamak için verdikleri mücadeleyi fotoğraf kareleriyle aktardı. 1982-1985 seneleri arasında Marsilya’daki göçmen gençlerin yaşamları üzerine yaptığı çalışmalarını da paylaşan Zachmann, büyük bir kısmını Müslümanların oluşturduğu bölgedeki zor şartları fotoğraflarla gözler önüne serdi. Seneler sonra aynı yere giderek aynı insanlarla tekrar görüştüğünü anlatan Zachmann, iki dönem arasındaki farkları da fotoğraf kareleriyle anlattı. Fotoğraflarıyla insanların kafasındaki olumsuz göçmen algısını değiştirmeye çalıştığını anlatan Zachmann, “Mültecilerin, Avrupa’ya geldiklerinde yaşadıkları şoku anlayabiliyordum. Fransa’da yaşayan Malili göçmenler ile Mali’de yaşayanların fotoğraflarını karşılaştırma imkanı sundum. Malili göçmenler kendilerini entegre etmişlerdi. Ancak giyim ve yaşam tarzları hala kendi ülkelerine hastı. Bütün göçmenlerin yaşadığı sıkıntıyı onlarda yaşıyordu. Bulundukları ülke onlara yabancı gözüyle bakıyordu. Geriye döndükleri kendi topraklarında ise Fransız olarak görülüyorlardı. Bu yüzden kendilerini çift kimlikli olarak tanımlıyorlardı. Aileler kendi ülkelerinden uzaktayken çocuklarının kültürlerinden kopmasından korkuyor. Bu yüzden bazen kültür yaşantılarını abartıyorlar. Bu elbette geleneklerini yaşatmayı da sağlıyor” dedi.
Fotoğrafçılığın çok güçlü bir araç olduğunu, ancak onun da bir sınırı bulunduğunu anlatan Zachmann, fotoğrafın sunabileceği pek çok şeyden faydalandığını, bir noktada sıkıştığını, farklı formatlar denedikten sonra sınırı aşmak için filmler çektiğini dile getirdi. Zachmann, “Fotoğraf çekenler olarak insanların hayatından çok şeyler alıyor. Ancak bir şey vermiyoruz. İnsanlarda bizlerden karşılık bekliyor. Eskiden internet olmadığı için çektiğim fotoğrafları çıktı alıp onlara gönderiyordum. Çok mutlu oluyorlardı. Seneler sonra gittiğimde gönderdiğim fotoğrafları duvarlarından asılı görüyordum. Böylece insanlar arasında güven oluşuyordu” diye konuştu.
Zachmann, söyleşi sonunda hazırladığı kısa filmi gösterdi.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: