AKP iktidarının laiklik karşıtı, millilikten uzak, bölücü ve kutuplaştırıcı zihniyetle yeniden yapılandırdığı eğitim sisteminin sonuçlarını yakın zamanda yaşadığımız olaylarla görmüş bulunduk. Karaman’da 10 erkek çocuğuna tecavüz eden ve AKP’ye yakınlığıyla bilinen Ensar Vakfı’nın bünyesinde olan ve vakfın himaye ettiği öğretmene AKP yönetiminin, Bakanların sahip çıkması inanılması güç bir siyasi sapıklığı gözler önüne sermiştir.
Olay, sıradan ve münferit bir olay değildir. 2008 yılında Çorum’daki tecavüz olayının aynı vakıfta yaşanması, yine Trakya Üniversitesi’nde görev yapan ve çocuklarla ilgili cinsel içerikli uygunsuz görüntüler indiren İlahiyat profesörünün aynı vakıfla bağlantılı çıkması tesadüf müdür? Böyle bir vakfa Başbakan neden sahip çıkar? Milli Eğitim ve Aile Sosyal Politikalar Bakanlarının, tecavüze uğrayan çocuklar yerine vakfa sahip çıkmasının nedenleri nelerdir? Bu vakıf neden düzgün denetlenmemektedir? Denetimlere kim ya da kimler izin vermemektedir? Tecavüzcülerle bir siyasi iktidar arasında nasıl bir bağ olabilir? Vali’nin ve Milli Eğitim Müdürü’nün “vakfın evlerinden haberimiz yok” dedikten sonra, birlikte etkinlikler yaptığının ortaya çıkmasına rağmen görevde kalmaları neden? Bu yaşananlar, sözlük anlamı suçluyu korumak, kollamak anlamına gelen “önüne yatmak” değil de nedir?
Bu sapıklığı yapanlara, küçücük çocuklara tecavüz edenlere kol kanat gerenlerin Çanakkale’de ortaya çıkması, ilimizde büyük bir şaşkınlıkla karşılanmaktadır. Küçük çocuklara tecavüz edenlere ve onları koruyanlara tüm yurttaşlarımız, AKP’ye oy vermiş mütedeyyin, samimiyetle yaşamını sürdüren yurttaşlarımız da tepki gösterirken, Çanakkale’de AKP’nin kimi yöneticileri bu kişilere sahip çıkmaktadır. Ayıptır! Genel Başkanımızın suçluyu korumak, kollamak anlamına gelen “önüne yatmak” sözünü yine sapıkça bir zihniyetle yorumlayan bu tecavüzcü koruyucuları, 17 Aralık’ta hırsızlık ve yolsuzlukla tarihe geçen Bakanlarının “önüne yatarım” sözünü de aynı biçimde mi yorumlamaktadır?
Ahlak seviyesi, çocuklara tecavüz edenleri koruyan düzeyde olan kişilerin, Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’na söz söyleme hakkı yoktur. Önce kalkıp tecavüzcülere tepki göstersinler. Onları afişlere yazıp, protesto etsinler ki tecavüz olaylarının yaşandığı yerlerle mesafenizi görelim.
Değerli Arkadaşlar,
Vakit geçmeden milli ve laik eğitimden ülkemizi uzaklaştıran, çocuk tecavüzlerini “bir kereden bir şey olmaz” diyerek meşrulaştırmaya çalışan Milli Eğitim ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlarının derhal istifa etmeleri gerekmektedir. Yasaları hiçe sayan, vakıfların yasalara aykırı biçimde yönetilmesini sağlayan, tecavüzü normalleştirmeye çalışanlar, yandaş vakıfları doğru düzgün denetlemeyenler, tarihe nasıl yazılacaktır siz düşünün?
Çanakkale’de, Genel Başkanımıza saldıran tecavüzcü koruyucularına sesleniyorum: “Siz küçük çocuklarınızı bu vakfa teslim eder misiniz?” Bu soruyu kendi kendinize yanıtlamanız için sizi vicdanınızla baş başa bırakmak gerekmektedir.
Çocukları koruyamamanızın utancını hiçbir şekilde örtemezsiniz.
Yorumlar
Kalan Karakter: