Çanakkale Belediye meclis Salonunda basın mensuplarına açıklamada bulunan Ülgür Gökhan; Hilton otelleri ile ilgili yapılan eleştirilerde AKFA Dosyası üzerinden yapılmaya çalışıldığına dikkat çekerek; “Hilton Oteli ile ilgili imar planı tadilatı henüz askıda iken Çanakkale kamuoyunda bir takım spekülasyonlar yapılmaya başlandı. İşte kıyı kapatılıyor betonlaştırılıyor, AKFA’ya verilmeyen iş buraya nasıl veriliyor? Haksızlık değil mi? Kent Konseyi buna neden itiraz etmiyor? Gibi spekülatif konular yer alıyor. Öncelikle bu konulara açıklık getirmek için önce burada ne olduğunu bilmek gerekiyor” dedi. Ülgür Gökhan konuşmasının devamında Hilton Oteli arazisinin turizm tesisi olarak yapılan imar tadilatının 1 emsal olarak ve 17,5 metre yüksekliğinde tespit edilmesi kararının 8 Temmuz 2008 tarihinde, dönemin Belediye Meclisi tarafından alındığını hatırlattı.
ARAZİ KAMUYA AİTTİR, BURADA RANT SÖZ KONUSU OLAMAZ
Söz konusu alanla ilgili olarak herhangi bir rant’ın söz konusu olmadığını açıklayan Ülgür Gökhan; “Bilindiği gibi söz konusu alan İl Özel İdaresine ait bir alandır, kamuya ait bir alandır. Haliyle burada bir rant söz konusu değildir; birçok şey yazılıp çiziliyor ama kimseye rant dağıtılmamıştır. Burası kamuya ait bir alandır; burası imar durumu alınmak suretiyle imar edilmiştir. Daha önceden buranın ihalesini bir girişimci aldı. Fakat ilerleyen süreçte ihale şartnamesi nedeniyle ilgili kurum ve mal sahibi anlaşmazlığa düştükleri için mahkemelik oldular. Girişimci mahkemeyi kaybetti ve buradan çekildi. Daha sonra buraya Hilton Oteli yapılması için bir başka girişimci geldi. İhaleye çıkıldı ve ihaleyi kazandı. Bizden aldığı imar planı ile projesini çizdi. Projesini imar komisyonuna sundu fakat bizim orda iki şartımız vardı. İmar komisyonuna gelen projede 110 metre uzunluğunda tek bir blok halinde gelen proje imar komisyonu bunu uygun görmedi. İmar komisyonu bu projeyi meclise 4 Haziran tarihinde getirdi ve proje kabul görmedi. İmar komisyonu yapının tek blok olarak değil iki blok halinde yapılmasına arada bir hava koridoru açılmasına ve park alanının genişletilmesini projesi uygun gördü. Son projede ise istediğimiz şartlara uygun olarak bir proje çizilerek meclisimize sunulmuştur. İki blok halinde yapılması nedeniyle 1 emsalin düşmesi sebebiyle de; otelin gerekli yatak kapasitesine ulaşabilmesi için ilave bir kat daha çıkılması uygun görüldü. Planda şu an askıdadır, isteyen herkes plana itiraz edebilir” dedi.
PLANA İTİRAZ OLDUĞUNDA NE OLACAK?
Çanakkale belediye başkanı Ülgür Gökhan, Hilton Oteli İmar Planına itiraz edildiğinde ise proje sahibinin hazırlattığı iki projeden birisiyle belediyeye müracaat etmeleri halinde kanunen yapabilecekleri hiçbir şey olmadığını söyledi; “Projeye itiraz edildiği noktada iki şık var. Bir tanesi meclis itirazları ret edebilir. Proje bu haliyle devam eder. İkincisi ise; meclisin almış olduğu plan tadilatı kararına yapılan itirazları meclis kabul eder. Kabul ettiği takdirde ise; iki blok halinde yapılacak olan yani şu an askıda olan iki parçalı ortasında 30 metre genişliğinde hava koridoru bulunan, ilave kat verilmiş olan plan ortadan kalkar yani iptal edilir. Bu durumda eskiye dönülür; yani yine 17,5 metre yüksekliğinde tek blok halinde 110 metre uzunluğundaki planın yapılması noktasına gelinir ki, işte o ret edilen ilk plan dayatma konusu olur. Belediye meclisi bunu uygun görmediği için uygulamaya bilir, bunun üzerine itilaf çıkar ve ilgilisi projesini belediyeye getirir ve bu noktada ruhsatını alır. Çünkü burada imar duruma uygun hale getirilmiş bir projeyi engellemeye belediyenin veya meclisin engellemesi söz konusu değildir. Hiç kimsenin projesini keyfi olarak engelleyemeyiz, sadece yol gösterebiliriz. Ben bunu beğenmedim diyerek kesip atma şansımız yok, iptal olmaz ama yükseklik 17,5 metre haline döner ve eski proje söz konusu olur” dedi.
KENT KONSEYİNİ ELE GEÇİREMEYENLER SALDIRIYA GEÇTİLER
Kamuoyunda bunların yeterince bilinmediğini söyleyen Ülgür Gökhan, bazı kişilerin bunu fırsat bilerek Belediye’ye ve Kent Konseyine saldırdığını söyledi; “Plan tadilatı ile ilgili olarak meclise ‘AKFA’nın ne günahı vardı’ modunda hücumlar var. AKFA Projesi de otel olarak getirilmiş olsaydı orada şimdi çalışmalar başlamış olabilirdi. Burası bir turizm kenti olacaksa burada bu yapının yapılmasına karşı olamayız. Ama burada bir konutlaşma projesine karşı olduğumuzun iyice bilinmesini isteriz. Kent Konseyi’nin karşı olması da kendilerine göre haklılık vardır. Bizim Kent Konseyi’ne bir yaptırımımız söz konusu olamaz. Kimileri söylüyor yok işte CHP’nin arka bahçesi yok Ülgür Gökhan’ın arka bahçesi filan gibi. Ama buradan hareketle bir yıl önceki Kent Konseyi seçimlerine de ilgi tutarak o günkü yenilgiyi hazmedemeyenler bugün saldırıya geçmiş durumdalar. Kent Konseyi üzerinden bana saldırıyor bir takım ne idüğü belirsiz insanlar. Onların art niyetli, kötü insanların Kent Konseyini çiftlikleri gibi kullanmalarına müsaade etmemek için mücadele ettim. Bunda da hiçbir sakınca yok çünkü; Kent Konseyi’nin kuruluş amacını bilmeyen, ne iş yaptıklarını bilmeyen insanların sanki orada bir kaynak, bir rant varmış gibi işi siyasete dökmeleri noktasında elbette ki müdahale etmek zorundaydım.”
O ŞEREFSİZLERE SESLENİYORUM
Kent Konseylerinin faaliyetlerinin çok sıkı denetimlere tabi olduğunu belirten Ülgür Gökhan; Kent Konseyi Başkanı Saim Yavuz’un şahsına yönelik yazılan bir köşe yazısında Kent Konseyi Başkan Yardımcısının adının geçmesine büyük tepki göstererek şunları söyledi; “Oraya buraya yazı yazanlar, bunları facebooklarda paylaşanlar, altlarına yorum yapanlar hepsi gayet iyi biliyorlar ki Kent Konseyleri her zaman şeffaf yönetiliyor ve hesap verilebilir durumdadır. Dileyen her vatandaş gidip toplantılarına katılabilirler. Ama kimse gidipte Kent Konseylerini ele geçirmek için hareket edemezler. Hele hele bir bayana hiçbir kimsenin söylenmemesi gereken şeyleri söylemesini ne vesile olursa olsun asla müsaade etmem. Delikanlı adam bunu da yapmaz. Burada o yazıların altına facebookta yorum yapanlar o şerefsizlere sesleniyorum. Çok daha ağır konuşurum ve bunu her yerde her an gündeme getiririm. Bu kent kadınlarını koruyan ve kadınlarının özgürlüğü ile övünen bir kenttir. Kim ne şekilde saldırı yaparsa aynı şekilde karşılığını bulur. Bir daha söylüyorum; belediyenin bayan çalışanlarına ahlaki sınırların ötesinde saldırıya geçenler, ima edenler kendilerini takip ediyorum. Bunların çok ciddi sonuçları olur. Onun için bunları tadında bırakalım. İsteyen meclisimizin kararlarına itiraz edebilir ama insanların ahlaki değerleriyle ve o kent konseyini ele geçirememiş olmanın verdiği hınçla ortaya dökülüyorlarsa iş başka yöne gider. Ahlaki boyuta geçersek o boyut çok tehlikeli bir boyuttur” dedi.
“BİR AÇIDAN 450-500 KİŞİDEN OLUŞAN ENAYİLER TOPLULUĞUYUZ”
Kent Konseyi Başkanı Saim Yavuz ise yaptığı açıklamalarda Kent Konseyi’nin kanunlardan almış olduğu yetki ve sorumluluklar çerçevesinde Çanakkale Kent Konseyi yönetmelik ve Yönergelerinin hazırlattığını ve bu yönetmelik ve yönergeye göre hareket ettiklerini belirtti. Kendisi hakkında yapılan eleştirilere de cevap veren Saim Yavuz; “Bir şeyi yapmak üzere enerjimiz vardı, hevesimiz vardı. Kentimize bir şeyler kazandırmak isteyen bunun içinde gerektiğinde kentimize kendimizden bir şeyler vermeye gönüllü olan insanlardan oluşan bir konseyiz. Kimisi cebindeki yol parasını vermiştir günü geldiğinde kimisi harçlığını vermiştir ama ceplerine de bir kuruş girmemiştir. Bunu yapmak hepinizin bildiği gibi enayiliktir. Bu açıdan baktığınızda 450-500 kişiden oluşan enayiler topluluğudur Kent Konseyi. Ama Allah onlardan razı olsun ki Kent Konseyi o arkadaşlarım sayesinde bugün belli bir noktaya gelmiştir. Farklılıklarımızla bir arada olmak için çaba harcıyoruz ve her şeyi de biliyor değiliz. Henüz öğrenme aşamasındayız. Bu öğrenme sürecini buyruk verme, emir verme gibi yapmaya kalkarsanız bu işin şekli başka yöne kayar. O şekilde gelen isteklere de kimse kulak asmıyor, asmadı da.”
“SİYASİ PARTİLERİ UYARDIM AMA GELMİYORLAR”
“Kent Konseyine katılımlarını sağlamak amacıyla ilimizdeki tüm siyasi parti il başkanları ile görüştüm. AK Parti İl Başkanı Sayın Erdener can ile de görüştüm, ondan önceki başkan arkadaşlarımızla da. Bu yasayı sizin iktidarınız çıkarttı, sizin iktidarınız yaptı neden gelmiyorsunuz Kent Konseyinin çalışmalarına diyerek uyarıda bulundum. Hepsinin de söylediği şuydu; “Evet Haklısınız Saim bey gelmemiz gerekiyor” dediler ama gelmediler. Çünkü elimizdeki yönetmelikte açıkça belirtiyor ki; Siyasi Parti temsilcileri de katılım göstermek zorundadır. Hal böyle olunca kendilerini davet etmemize karşın katılım göstermiyorlar, halk katılıyor ama kendileri katılmıyorlar. Bunu sadece Ak parti değil diğer siyasi partilerde yapmıyorlar, CHP’liler de gelmiyorlar. Kent Konseyleri siyaset yapma yerleri değildir. Siz kalkıp Kent Konseyi’nin Gençlik Meclisini ele geçirmek için operasyona girerseniz, Kent Konseyi’ni ele geçirmek için operasyona girerseniz yanlış yaparsınız. Ama şuna seviniyorum; geçmişte şuna karşı çıktılar diyenler bugün geldiğimiz noktada buna neden karşı çıkmıyorlar diyorlar, bu açıdan sevinçliyim.”
Yorumlar
Kalan Karakter: